7 Eylül 2016 Çarşamba

Beyond the Ordinary

Bugünlerde birçok kişinin ”Ezber bozmak” misyonuna soyunmasıyla yerli yersiz kullanılmaya başlanan ve olur olmaz her yerde karşımıza çıkan bu ifade, anlamının aksine giderek klişe sözcükler arasında yer almaya başladı. Sözlüklerde “Birinin sahip olduğu önceki düşüncenin yanlış olduğunu göstermek.” şeklinde yer alan “Ezber bozmak”, kişinin hayatına dahil ettiği alışılmışlığın, günlük rutinin rahatlığının, her konu için oluşturduğu o kolay bakış açısının yıkılmasıdır. Sürüden ayrılmak, böyle gelmiş böyle giderci genel tavrın tamamen dışında kalmaktır. Yani, yeni bir şeyler yaratılması demektir. Ezber bozmak, düşünüldüğü gibi ilkeleri, prensipleri, tüm değerleri kökten bozup çöpe atmak değildir. Aksine, her konuyu derinlemesine düşünüp en doğrusunu bulabilmenin yoludur. Yeni başlangıçlar yapmaktır. Bizi biz yapan şeylerin yani her kişisel özelliğin, her tavrın, her tutumun, her söylenenin ve düşünülenin tekrar tekrar iç denetimden geçmesi ve tekrar değerlendirilmesidir.

Tabiî ki, her değer, her olgu bozulacak, yenilenecek veya değiştirilecek diye bir şey söz konusu değil. Amaç sadece iyi, doğru ve güzel konusunda kendi ile yüzleşen birey için ayak bağı olan, zamanın ruhunu yakalayamayan o bildiğimiz köhnelikten sıyrılmaktır. Bu durum, toplum içerisinde yüzyıllardır gelen bir örf, adet ve gelenek olabileceği gibi kişinin kendisinde gördüğü bir zayıflık veya eksiklik de olabilir. Önemli olan ezberini bozabilecek o gücü içinde hissetmektir.

Ezber bozan, bozduğu ezberin yerine yeni bir ezber edinmeyecektir. Özgürleşen kişi özgürce kendini, hayatını, kişiliğini sadece kendisi yeniden yaratabilme gücüne kavuşacaktır. Kişi, önce kendini değiştirir ki çevresinde söz söyleyebilme yetkisine sahip olsun. 

Bir durum karşısında kişinin kendisinden beklenen ezber beklentinin dışında davranış sergilemesi yani ezber bozması bir hayat şekli ve görüşüdür. Ancak yaşama at gözlükleri ile bakan, kendini kapatan çok geniş bir kitlenin bunu yapmaya değil düşünmeye bile mecali yoktur.  Ezber kolaya kaçmak demektir, geliştirilemez, akıl yürütülemez, üzerine düşünülemez, yaratıcı olunamaz. Ezber,“Ben böyleyim” tarzı bir kişilik ezberi olabileceği gibi, her hangi bir konuda ezber şeklinde düşünce tarzı da şeklinde de karşımıza her konuda çıkabilir. 

Ezber bozmak hayata bir adım geri çekilerek büyük çerçeveden bakabilme yetisidir. Ezber bozmak, en iyi bildiğimizi sandığımız doğruları, kararları ve yargıları dahi hiçbir önyargıya kapılmaksızın yeniden gözden geçirmektir. Kişinin kendi kendisi ile baş başa kalarak tüm düşüncelerini tekrar değerlendirip yeni çıkarımlar yapabilmek için çaba göstermesidir. Kendi kendini sorgulamak ve düşünmek esastır. Kendi yaşamımızı, bizlere dayatılan ezberleri yıkıp geçip kendi hayatımızı bilinçli bir şekilde kendimizin resmetmesidir. 

Peki, ezber bozmak için ne yapmamız gerekir?

Bakış açınızı değiştirin. Olayları ve insanları değiştirmek yerine, bakış açınızı değiştirmeyi deneyin. Ve bana inanın bu insanları değiştirmeye çalışmaktan çok daha kolay. Olaylara birden fazla veya farklı bakış açısıyla bakabilmek size yeni alternatifler kazandırır. Tek ve aynı bakış açısı ise size sadece sıradanlık getirir, sizi sınırlı düşünmeye ve davranmaya sürükler. Unutmayın, bir şeyin içinden çıkamıyor veya durumu çözemiyorsak sadece bakış açımızı değiştirmemiz bize çok yol kat ettirecektir.

Sürüden ayrılın. Yukarıda da bahsettğim gibi size kabul ettirilmiş, sizden beklenilen ezberleri unutun ve bunların tamamen dışına çıkın. Sıradan şeylerden uzak durun. Evet, sürüden ayrılmak, ayaklarınızın üzerinde durmak cesaret ister ama normal olmak sadece başarınızı baltalar. Unutmayın, bizi ayakta tutan iki şey var, sağ ayak ve sol ayak. 

Yaratıcı olun. Normal olmayın çünkü normal olmak ortalama olmaktır. Kolaycı olmayın, cesaretli olun. Yeni başlangıçlar, yeni atılımlar yapmaktan, yeni fikirler üretmekten korkmayın. Kimsenin göremediklerini görün, fırsatları farkedin hatta yaratın. Düşünün, üretin, öğrenin. Sonra da, arkanıza yaslanıp yaratıcı ruhunuzu seyredin.

Değişimden korkmayın. Değişime ve değişmeye, kendinizi değiştirmeye açık olun. Her şeyin zaman içinde değiştiğini ve bu değişimden faydalanmak için düşünmemiz ve öğrenmemiz gerektiğini unutmayın. Değişime karşı koymayın, direnmeyin, tarihin tozlu rafları arasında kalmayın.

Rutinlerden kurtulun. Günlük, her gün bıkmadan usanmadan yaptığınız sıkıcı rutinlerinizden kurtulun. Her gün farklı şeyler yapmaya çalışın. Yeni şeyler keşfedin. Yeni şeyler yapmak ya da görmek zihninizde yeni fikirler çağrıştıracaktır. 

Hislerinize kulak verin. İçinizdeki sesi hiçbir zaman yadsımayın. Farklı olmak ve fark yaratmak istiyorsanız, bilinçaltınızın en doğru karar vermesi için size seslendiği hislerinizi harekete geçirin. 

Üst/Top: Zara
Şalvar/Shalwar: Alaçatı
Terlik/Sandals: Birkenstock

Sevgiler/Love,
Ege












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder